Ay Dedeye Tırmanmak
Yemeği seviyorum diyorsanız azcık daha cesaretle yapmayı da
sevebilirsiniz.Ben özgürlüğüme düşkünümdür,gezmeye bayılırım diyorsanız
hazırlanın marketten köriyi,pestoyu,soyayı… taşımaya.Beni gören yemek yapma
tipini bende bulamasa da yeme tipini buluyor sanırım.Bu konuda hayatım havada uçuşan esprileri ben bile yakalayamıyorum.Facebook aracılığıyla eriştiğim
enteresan bir sayfaya kaptırınca kendimi büyükşehirlere koşup macro center’lara
taşınmak istedim.Ama elimde olanlar ile yetinip şimdilik öğrenci bütçesinde
fakat damak tadını uzaya taşıyacağım yemekler ile baş başa kalmayı hayal
ediyorum.Sizin de hayal dünyanız oradan oraya uçuşuyor mu?Ben bir oturduysam
kalkamam saatlerce düşünüp hayal kurup deli gibi videolar izleyebilirim.Dün de
soğuğa aldırmadan-evet buralar soğuk buralar esiyor-sabaha kadar meteor yağmurunu
seyrettim.Benim hayal dünyamı genişleten şeydir gökyüzü.Yeryüzünü sevdiğimin milyon katı ölürüm bir yıldızın kayışına.Sadece kuzey yarım küreden
görülebilecek bu ziyafeti öncesinde duymuş olmamla birlikte hemen kupaya çayımı
doldurup,lavanta kokulu mor mumlarımı yakıp üstüme de polar şalımı alıp attım
kendimi terasıma.Bakın bu önemli bir ayrıntı aslında.TERAS önemli bir
meziyet.Gökyüzünü sevmeyeni de getirip bıraksanız valla mutluluktan,esen
rüzgardan mutlu olur uçar.Ben şimdilik uçmuyorum burayı bırakasım yok.Deseler
ki kal sen orda nereyi istersen biz ayağına getirelim,ayrılmam bu durum pek de
hoşuma gider.Gecesi kadar gündüzüne de hayran olduğum evimin açık alanı benim
yaşama sevincim diyebilirim.
Güneş kadar yıldızları sevip, geceyken gündüzü sabırsızlıkla beklemem.Zamanın önüne geçip ondan habersiz davranamayacağımı bilirim.Sadece beklerim güneş doğsun ve ben usulca yatağıma süzüleyim.Binbir heyecanla hareket eden göktaşları evet dün geceki en büyük mutluluğumdu.Onlar oracıkta dursa da ben evrende kendimi ne zaman eksik hissetsem bakarım parıldayan yıldıza.Aslında eksik olmadığımı,yalnız olmadığımı hisseder bu düşünceleri aklıma sokuşturan bana kızarım.
Güneş kadar yıldızları sevip, geceyken gündüzü sabırsızlıkla beklemem.Zamanın önüne geçip ondan habersiz davranamayacağımı bilirim.Sadece beklerim güneş doğsun ve ben usulca yatağıma süzüleyim.Binbir heyecanla hareket eden göktaşları evet dün geceki en büyük mutluluğumdu.Onlar oracıkta dursa da ben evrende kendimi ne zaman eksik hissetsem bakarım parıldayan yıldıza.Aslında eksik olmadığımı,yalnız olmadığımı hisseder bu düşünceleri aklıma sokuşturan bana kızarım.
Küçük kız kardeşim bir keresinde ay dedeye merdiven koysak
tırmanıp ulaşabilir miyim? Diye sormuştu.Ufaklıklardan hep çok şey
öğreniriz.Onun hayal dünyasının enginliği karşısında daha da heyecanlanıp ne
yapacağımı nasıl cevaplayacağımı düşünürüm.Ama asla öylesine,geçiştirmek için
cevap vermem.Bilirim ki en filozof olanlar hayal dünyasının sınırlarını
düşünmeden hareket eden ‘çocuklar’dır.Bunu lisedeki felsefe hocamız
aracılığıyla kavramış ve o an ne demek istediğini pek anlayamamıştım.Taa ki
bıcırığın bana soru sormasına kadar.Ablasına çeken bu kurabiye yine aya nasıl
yolculuk edildiğini,yıldızların neden gündüz görünmediğini oraya yolculuk
edebilme ihtimalini sorguladı durdu.
İnsan ruhunun bunca karmaşa içinde bulunduğu zaman diliminde güneşe yıldıza aşık birilerini görmek beni sadece mutlu ediyor.Eskiden buna hayran da kalabilirdim ama şimdi çok da derin hissetmeyenleri,samimiyetsiz olanları görünce ‘aman herkesin göğü kendine mavi’ demeye başladım.Evet benim güneşim ayrı doğar,yıldızım ayrı kayar:)
İnsan ruhunun bunca karmaşa içinde bulunduğu zaman diliminde güneşe yıldıza aşık birilerini görmek beni sadece mutlu ediyor.Eskiden buna hayran da kalabilirdim ama şimdi çok da derin hissetmeyenleri,samimiyetsiz olanları görünce ‘aman herkesin göğü kendine mavi’ demeye başladım.Evet benim güneşim ayrı doğar,yıldızım ayrı kayar:)
Yorumlar
Yorum Gönder