Thales ile Arkadaşlığımızın Serüveni

İlk filozof sayılabilecek olan Thales ile yolum kesiştiğinde henüz lisedeydim.Belki o aralar ilk aşkımın kim olabileceğini düşünüyordum.Yani malum kafamızda gerçek bahar yellerinin estiği o yıllarda deneyimleyebileceğim en keskin anıları ,filozofların hayatlarına entegre edip onlar bunu yaşasaydı ne yapardı düşüncesine dalıyordum.
Eski Yunan'ın yedi bilgesinden ilki olan Anadolulu Thales ;serüvenlerime ayrı bir ışık tutacaktı.Tanrısal gücü kendine kaynak alan bu bilge için birçok düşünce ortaya atılmakta.Herkesin yorumuna açık bir dalda hareket etmenin verdiği özgürlükten olsa gerek rahatça içine alıp sarmalayacak bir yanı olduğunun hepimiz farkındayız.Önce Thales'i keşfedecek ardından yola öğrencileriyle devam edecektim.Tanrısal olmayan hiçbir şey yoktur ana felsefesinden yola çıkarak bugün günümüzde de yer edinmiş görünüyor.Haliyle bu düşünceyi benimseyenlerin sayısı azınlıkta olmayınca ilgimi çekmiş olsa gerek.Thales'i ünlü teoremleriyle özdeşleştirmeyi bir süre kenara bırakıp o çağlarda yaşadığımı ve onunla arkadaş olduğumu hayal ederim.Günümüzde de bu durum değişmedi.Hala merakımı gidermek için kimi zaman İlber Ortaylı'nın dedem olması hayali veyahut Vedat Milor'un arkadaşım olması hayali de günümüze yansıyanlardan sadece birkaçı sayılabilir.Thales'in arkadaşım olma isteğiyle sorgulama yeteneğimi kullanır oldum.O çağlarda yaşayan insanlardan hiçbir farkım yokmuşçasına giyindiğimi,sokakta kimi zaman anlamsızca-bir anlam bulmaya çalışırken aslında- yürüdüğümü hayal ederim.Thales ile yapılabilecek koyu bir muhabbette eminim Tanrı'nın varlığını ispat edip ateşli bir şekilde gerekçelerimizi sunardık.Ortaya çıkacak fikirlerin ucu bucağı kesilmesin istersem de karşı bir görüşü desteklermiş gibi yapıp o konuya ışık tutmasını isteyebilirdim.Nihayetinde beni tatmin edecek cevapları verip tezinin doğruluğunu ters yoldan da yapmış olacaktı.Bir şekilde tezini savunup beni nakavt etmiş olan Thales hayalini kafamdan atamam.Aslında gündelik yaşantımda da aynısını yaparım.Doğrunun a şıkkı olduğunu bilsem de b şıkkını desteklerim ki belki b için yazılıp çizilmiş hatta gözden kaçmış noktalarına da parmak basılabilsin.Kimi zaman bu durumu abartıp c ve d şıklarını da sahneye çıkartırım.Öyle şenlikli bir ortam olur ki keyfime diyecek olmaz doğrusu.
Aynı coğrafyayı paylaşan insanlar olarak hiçbir zaman karşımızdakinin başka şeyi savunmasına tahammülümüz olmadı.Çünkü bizim bildiğimiz her zaman en doğru idi.Oysa farklı fikirlerin savaşından ortaya -kalanlar demiyorum inatla- dökülenleri toplayıp binlerce düşünceye sahip olabilirdik.Fakat bizden daha çok düşünen veya daha zeki olmasına tahammülümüzün olmadığı,yok saydığımız insanları susturmakla vakit harcadık.Konuşanları susturduk susanları ise konuşmaması ,için özgüvenlerini kırdık.Gerçekten fikir çatışmasına girebilecek çok az insan kalmış bu dünyada Thales gibi ünlü bir filozofun arkadaşlığını aramam mı daha sahici ve mantıklı diye sorguluyorum.

Yorumlar

Popüler Yayınlar