Tamamlanan Nostalji
Benim için nostalji demek;Kemal Sunal filmleri demektir.Küçüklüğümden beri-babannem ve dedecim saolsun-oturup tekrar tekrar izlerdim.Uzun zaman olmuştu gerçek nostaljiye vakit ayırmayalı.Şimdi odamın tam karşısında anfi tiyatroda 'Köyden İndim Şehre' var.İzlemesem de seslerden sahneleri gözümün önüne getiriyorum.Diyeceksiniz nasıl manyaksın o kadar yakınsa git izle.Ah işte vicdan rahat bırakmıyor şu sıralar beni.Yaklaşan sınavın gerginliği yok diyemem.Gören masamın başında oturmuş ders çalışıyor diye düşünse de kulağım hep şu filmde.Ne güzel günlerdi deyip otuz yaşındaymışım havası vermem lazım.Çünkü çocukluğumuzda sürdüğümüz bisikletleri,oynadığımız yedi taşları,hatta en güzeli saklambacı anımsayıp hüzünleniyorum.Ama aslında bir yanım da mutlu;ben modern apartman çocuklarından olmadım.Elime kaptığımı sokağa çıkarır ve genelde elimden tuttuğum arkadaşımı da 'annem çok güzel salçalı ekmek yapar.' deyip eve götürürdüm.Anneme karşı fazla emrivaki yapardım.Kısaca tüm yazlarım böyle geçerdi.Hey gidi günler...
Ne kadar seversen o kadar bağlanıyorsun kimi zaman geçmişine kimi zaman geleceğine ve hatta küçücük bir eşyaya belki de duyduğun bir notaya...Zaman geçtikçe,büyüyor insan ve bağlanacağı veya bağlanmak istedikleri şey sadece bir insan oluveriyor.Oysa ne kadar da yanlış.İnsan zaten ruh eşini bulduysa bırakın bağlanmayı sadece ve sadece tamamlanmış hisseder.7/24 mesajlaşarak konuşarak bağlanma da olmaz ne o öyle wifi ağı gibi😄
İnsanın gerçekten nostaljilerini paylaşacağı,can kulağıyla dinleyeceği,yanlış yaptığında tatlı tatlı uyaracağı ve en önemlisi kanatları altında huzur bulacağı bir insan olsun ister(bkz:ilk aşkımız babalarımız)
Bizi olduğumuz gibi kabul edecek ve hatta ve hatta nostaljilerimizi bizimle yaşayacak,tekrardan yaşatacak insanların hayatlarımıza dahil olması dileğiyle...
Yorumlar
Yorum Gönder