Kendi Gökyüzümüzdeki Yıldızlar

Sevgili dizimi bırakıp blogumun başına oturana kadar epey zorlandım.Gözlerimin ağrıması ve karnımın acıkmasıyla ara verdim diyelim.Popüler dizilerde ne buluyorlar deyip kızdığım insanlara dönüp baktım merak etmeyin.Ciddi anlamda kaliteli oyunculuklar ve muhteşem bir tarih.İnsan izlenince bağlanıyor bağlandıkça daha çok şey öğrenme isteğini de barındırıyor içinde.Game of Thrones hayranı olarak böylesi bir girizgahtan sonra canım blogumu da ne denli özlediğimi anlattım ve vaktimi,yazımı dizime ayırıp bitirmemeye karar verdim.
Yazın sıcaklarından hiçbir şey yapamıyorum,dışarı çıkmaya üşeniyorum diye söylensem de kıştan ne kadar nefret ediyorsam yaza da o denli aşığım diyebilirim.Ne kadar sinirlensem de hiç bitmesin istiyorum.Oturup şikayet etmem bir kaç dakikamı alıyor fakat bundan sonraki bir kaç dakikayı da neden böyle bir şeye harcadım diye kendime kızıyorum.İnsan sevdiği,aşık olduğu şeyden vazgeçebilir mi?Ne kadar kızarsa ne kadar şikayet ediyorsa da bilin ki vazgeçmek istemediği içindir aslında.Bu kaybetme korkusuyla yer yüzüne çıkan istemsiz bir davranış.Biliyorum ki yazı bitirip kışa geçtiğimizde ne ben burada evimde olacağım ne de beni ısıtan güneşim yanımda olacak.O koca güneş evrende her an yanımda olsun diye belki güneşin hiç batmadığı ülkelere yerleşirim.Böylesine aşıkken bir mevsime kaybetmek ister miyim?Ne mevsimler görüp kayboluyor insan.Gördükçe zayıflıyor,bazen daha da güçleniyor.Peki hangisi var sırada diye düşünüyor mu?Ben pek düşünenlerden değilim.Anımda,aklımda ne varsa yaşayanlardanım.Mevsimleri planlayarak yaşasaydım kışı da sevebilirdim.Ama plan yapamam,yapamam işte.Sevmek programlamak,hazır halde bulunmak demek değil.Hiç ummadığı bir zamanda hayatına dahil olan güzellikleri daha çok sever insan.Hayal ederek yıldız kaydıramazsın.Kendi içindeki yıldızı bulabilirsin belki.Hayal edersin ;daha çok yıldızın olur.Her gece,yatmadan önce beyninin içinde yıldızlarını çarpıştırmaya çalışırsın.Ne yapsan hangi işte çalışsan,nerede yaşasan, nereli biriyle tanışıp evlenmek istesen...Belki bu saçma yıldızlara güleceksiniz ama benim anneciğimin de evlatları için aklının içinde kaydırmaya çalıştığı yıldızcıklar da bunlar.Onun büyük dilekleri yok,bizlerin mutluluğundan ve aslında yanı başında olmamızdan başka.Ona da hep söylerim 'Anne bırak da kendi gökyüzümdeki yıldıza ben karışayım.Kimi eşim olarak seçeceksem de nerede,hangi bölgede olacağı benim bilmediğim o eşsiz evrende gizli olsun.Ben bunu yıldızım olarak görmek istemiyorum.Ben gerçekten bulduğumda inandığım insanla yürümek istiyorum.Evimin pembe panjurları,yemek ve oturma odası takımlarımı daha nicesini hayal edip düşlemek istemiyorum.Ben sadece ansızın hissetmek istiyorum.Evrenime yıldız olsun değil kalbime anahtar olsun istiyorum.Her gece yatmadan önce hayal edilecek bir dünya değil,kendi gözlerimin göreceği gerçek şeyler istiyorum.'
Bu dediklerimi gerçekleştirebileceğime inanan az insan var hayatımda.Çünkü gelinliklerini ve düğün arabasını hayal eden ve evlenmek için can atan çok insan var etrafımda.Gerçekliğin asıl bu olduğunu benim ise daha çok hayal dünyamda yaşadığımı söyleyen çok fazla insan var.Aradığım şeyi bulamayacağımı,bu konuda benim için üzüldüklerini söyleyip;beni gerçek dünyaya hazırlamaya can atan çok insan var.
Her ne kadar da kendi yıldızlarına beni de fısıldayan annem olsa da o benim gerçek duygularıma inanan,değer veren nadir,eşsiz insan.Söylediğim şeylerin gerçekleşmesi için uğraşacak belki de tek insan.Hayal ederken beni hayalden uzak tutan gerçek aşk o.
Hayalleri ve gerçekleri ayırt edemezken nasıl oluyor da kendinizi bir yaşamın içine atıveriyorsunuz diyesim geliyor.Uğraşmaya gücüm yetmiyor çoğu zaman kendi yoluma bakıyorum.Belki çok kaba biriyim bilmiyorum.Kendi doğrularımla var olduğum beni kaba olarak görenlere de pek sözüm yok.Kendi doğrularını bulmak bir yana rüya ve hayal aleminde yaşayan dostlar yolunuz açık olsun.

Yorumlar

Popüler Yayınlar