Kahve Gibi Bir Pazar
Miskinlik yapmak için en uygun gündür 'Pazar'.Tüm tembellikleri sıkıştırırım.Haftayı yemiş bitirmiş olmak hüzün verir aynı zamanda.Bir de baharı tam yaşamamak üzer beni.Hangi mevsim hangi ayda kaldı diyecek kadar şaşkınım.Beni yaşama bağlayan güneşi görmeyeli epey zaman oldu.Dışarı çıkıp nefes almaya ihtiyacım var belki de yağmurlu da olsa,soğuk da olsa.Fakat hissizleşene kadar dolanmak beni eskisi kadar mutlu etmiyor.Ya da kalabalık yerlerden eskisi kadar haz almıyorum.Keşke görünmez olsam sokakta yürürken.Sadece yürüsem fakat kaygı taşımasam.Hayal kurarken dış dünyayı hissetmeden yaşasam.Her sabah erkenden camıma konan güvercinler misali uçsuz bucaksız uçabilsem.Yerim yurdum olmasa ama beni koruyup kollayan birileri hep olsa.Sopa ile zarar vermek,korkutmak yerine güneşin ilk ışıklarıyla sevgiyle pencere önüne yemek bırakan insancıklar olsa.
Evet uçmak,göklerde dolaşmak hayalimi kenara bırakırken;gerçek arkadaşlarımı bu güvercinler ilan ediverdim.Kimi zaman şiirler okurken ben,yanı başımda sanki beni dinliyor da anlıyormuşçasına duruyorlardı.Kimse beni bu kadar sorgusuz sualsiz dinlemedi sanırım.Halimi hatrımı soruyor gibi de bir duruşları var görseniz bayılırsınız.Zibilyon video ile bu arkadaşlığımızı taçlandırdım,bir çok sosyal medya platformunda paylaştım.Nasıl olmuştu da böylesine benimsemiştim bu hayvancıkları?Asıl sebebini biliyorum.Benim hiç evcil hayvanım olmadı.Türlü türlü sebepler ile anne ve babam bu duruma karşı çıktı.Tabii zamane şartları,düşünceleri gün geçtikçe kendini daha modern düşünce yapısına bıraktı.2000'li yıllarda küçük kardeşimin bir çok evcil hayvanı olmasıyla sanırım içimde büyüttüğüm,kimi zaman gurur meselesi haline getirdiğim bir durum yeşerdi.Bunları ailemi suçlamak için anlatmıyorum,asla.O günden bu günlere uzanan,filizlenen dallardan tutunup ayağa kalkıyorum belki de kim bilir.Olaylar karşısında sakin ve umursamaz kaldığım,büyütmemeyi öğrenmeye çalıştığım her an için şükrediyorum.Bir kaç yıl önceki Aslı bu durumu içinde büyütmüş,ara sıra dikenli sözler ile ailesine aktarmış biriydi.Şimdi?Çok değiştiğime inanıyor aynı zamanda da daha çoook uzun bir yolun başında olduğumu biliyorum.Bilmek çoğu zaman sonucu değiştiriyor.Yaşayarak deneyimlemeyi her olay karşısında sevmesem de belki de en öğreticisi buydu.Her an kişiliğiyle veya başkalarıyla çelişmek,sürekli kafa tutmak...
Yorucu bir eylemdi.Çok çaba sarf ettim çok uğraştım en fazla da kendimle.değişebilmek,yontmak,yenilenmek için.Anladım ki uğraşmakla değil yaşayarak öğrenmek gerekiyormuş,Olgunluk dediğimiz nokta yavaş yavaş hayatımın sınırlarıyla kesişmeye çalışsa da biliyorum ki hala çok küçüğüm.Ruhumu da kalbim kadar yorduğumu bildiğimden,olanlar,olacaklar,insanlar,sokaklar...Kalabalık yapan her ne varsa hepsiyle uzaktan iletişime geçtim.Asosyelleştim demiyorum.Sadece durmam gereken çizgiyi kendim çizebiliyorum.Henüz başarılı mıyım?Pek sayılmaz ama inancım tam.Gelecek hakkında endişelenmek yerine onu da zaman tanımımı genişletmeme bağlı olarak yerini yeniliğe bıraktım.Gelecek yenidir,tazedir.Şimdiden çürütmenin,eskitmenin manası yok.
Güzel anları sarıp sarmalamaktan,bitmesinden korkmaktan vazgeçtim.Tek başıma maraton koşarmışçasına değil de gerçek anlamda yükümü hafifletmeye ihtiyacım var.Bunun için de en büyük aktivite sanırım kendine zaman ayırmak.Herkesten uzakta,her şeyden bağımsız...
Papatyaların açması kadar sarı,güneşin vurup gözlerinizi kırpmanız kadar güzel bir Pazar dileğiyle..
Evet uçmak,göklerde dolaşmak hayalimi kenara bırakırken;gerçek arkadaşlarımı bu güvercinler ilan ediverdim.Kimi zaman şiirler okurken ben,yanı başımda sanki beni dinliyor da anlıyormuşçasına duruyorlardı.Kimse beni bu kadar sorgusuz sualsiz dinlemedi sanırım.Halimi hatrımı soruyor gibi de bir duruşları var görseniz bayılırsınız.Zibilyon video ile bu arkadaşlığımızı taçlandırdım,bir çok sosyal medya platformunda paylaştım.Nasıl olmuştu da böylesine benimsemiştim bu hayvancıkları?Asıl sebebini biliyorum.Benim hiç evcil hayvanım olmadı.Türlü türlü sebepler ile anne ve babam bu duruma karşı çıktı.Tabii zamane şartları,düşünceleri gün geçtikçe kendini daha modern düşünce yapısına bıraktı.2000'li yıllarda küçük kardeşimin bir çok evcil hayvanı olmasıyla sanırım içimde büyüttüğüm,kimi zaman gurur meselesi haline getirdiğim bir durum yeşerdi.Bunları ailemi suçlamak için anlatmıyorum,asla.O günden bu günlere uzanan,filizlenen dallardan tutunup ayağa kalkıyorum belki de kim bilir.Olaylar karşısında sakin ve umursamaz kaldığım,büyütmemeyi öğrenmeye çalıştığım her an için şükrediyorum.Bir kaç yıl önceki Aslı bu durumu içinde büyütmüş,ara sıra dikenli sözler ile ailesine aktarmış biriydi.Şimdi?Çok değiştiğime inanıyor aynı zamanda da daha çoook uzun bir yolun başında olduğumu biliyorum.Bilmek çoğu zaman sonucu değiştiriyor.Yaşayarak deneyimlemeyi her olay karşısında sevmesem de belki de en öğreticisi buydu.Her an kişiliğiyle veya başkalarıyla çelişmek,sürekli kafa tutmak...
Yorucu bir eylemdi.Çok çaba sarf ettim çok uğraştım en fazla da kendimle.değişebilmek,yontmak,yenilenmek için.Anladım ki uğraşmakla değil yaşayarak öğrenmek gerekiyormuş,Olgunluk dediğimiz nokta yavaş yavaş hayatımın sınırlarıyla kesişmeye çalışsa da biliyorum ki hala çok küçüğüm.Ruhumu da kalbim kadar yorduğumu bildiğimden,olanlar,olacaklar,insanlar,sokaklar...Kalabalık yapan her ne varsa hepsiyle uzaktan iletişime geçtim.Asosyelleştim demiyorum.Sadece durmam gereken çizgiyi kendim çizebiliyorum.Henüz başarılı mıyım?Pek sayılmaz ama inancım tam.Gelecek hakkında endişelenmek yerine onu da zaman tanımımı genişletmeme bağlı olarak yerini yeniliğe bıraktım.Gelecek yenidir,tazedir.Şimdiden çürütmenin,eskitmenin manası yok.
Güzel anları sarıp sarmalamaktan,bitmesinden korkmaktan vazgeçtim.Tek başıma maraton koşarmışçasına değil de gerçek anlamda yükümü hafifletmeye ihtiyacım var.Bunun için de en büyük aktivite sanırım kendine zaman ayırmak.Herkesten uzakta,her şeyden bağımsız...
Papatyaların açması kadar sarı,güneşin vurup gözlerinizi kırpmanız kadar güzel bir Pazar dileğiyle..
Yorumlar
Yorum Gönder