Garip Sebzedir Kereviz
Evet çok hassasım şu sıralar.Ne zaman dizilerde ağlamaklı bir sahne görsem gözlerim doluyor.Kendimi çözemiyorum.Kimi zaman duygusuzun önde gideni kimi zaman ise gereksiz ağlamaklı.Sadece ayak uyduruyorum artık.Alışmaya çalışmıyorum.Kendimi mutlu edecek şeylerle ilgileniyorum.Bugün pazar.Pazarları sevmediğimden güzel bir kahvaltıyla gidermeye çalıştım memnuniyetsizliğimi.Kendim için güzel bir kahvaltı hazırladım.En sevdiğim öğünü kreple taçlandırdım.Çayımı da kahvem kadar çok sevdim.Ama kahvemi lokumsuz içtim bitirdim.İlk stajımı geçtikten sonra diyete gireceğim modunda dolaşmıştım.Kendime verdiğim sözleri tutmak,hedefleri tutturmak benim için önemli.Yediğime içtiğime dikkat ederek sağlayabilirim aslında ama spora yazılmayı da planıma ekledim.Yeni çevre farklı insanlar belki bu manasız gel gitlerimden çekip çıkarır beni.Arayıp randevumu aldım ki kesinleşsin yarın olduğunda caymayayım.Çünkü zor gelir bana spora gitmek.Bilirim içimdeki tembeli,çok çok iyi tanırım.Evet sevmem ama pazar günü öyle tembelce oturup yatıp yuvarlanmak da bana göre değil.Birileriyle oturup çay kahve içmek,sohbet etmek,tabii en önemlisi paylaşımda bulunmak tembellik sayılmaz.
Kimseye de diyemiyorum gel sana kahve yapayım,yemek yapayım evde yeriz.Çok becerikli değilim.Bulaşık yıkasam elimi keserim.Yemek yapsam tencere yanar.Küsüyorum bazen çocuk gibi kendi mutfağıma.Aç kalmamak adına bir şeyler yapmaya çabalıyorum sadece.Sadece çabalamak doymak için değil de keyifle yemek yiyebilmek için sevdiğim enteresan sebzelerle baş başayım bu pazar.Belki insanlardan daha garip olduğuna inandım,çıkmadım dışarı.Mesela kereviz ilginç bir sebze.Çoğunluğun sevmediği ama benim çıldırarak tükettiğim,değişik kokuya,yapraklara sahip sebze.Farklı tatlara açık olmam hoşuma gidiyor.Denemeye çalışmak yorucu olsa da bu sefer sabırla bekleyip ortaya güzel bir ürün çıkacağını düşünerek yola çıktım.
Kereviz sabır ister.Bir gece öncesinde suya ıslatmak gerekir.Uğradığı şehirlerden sonra yorgundur.Suya hasrettir.Havuçtan vazgeçemez.Limonu da kardeşi gibi sever.Farklı bir dili var anlayacağınız.Sıradan bir insandan daha farklı mesajlar verebilir bize.Beklemeyi gerektirir.Tadını tuzunu iyi ayarlayamayınca berbat bir lezzetle karşılayıverir sizi.Tadını sevmek için içine potakal atmak gerekir ama benim gibi portakalsevmezler derneğine üyeyseniz(fakat bu sefer portakalla yapacağım,dün portakalla olan iyi ilişkimize dayanarak)bol limon kullanarak aynı tadı elde edebilirsiniz.
Alternatifler her zaman aynı tadı vermez. Orijinalidir gerçeklerle tanıştıran.Zeytinyağı kullanmazsanız tadını tutturamazsınız en önemli püf noktası da budur belki de.Çok bildiğimden çok yaptığımdan değil aksine ilk kez deniyor oluşumdandır bu heyecan belki de.
İlk olan her şey güzeldir.Dibini tutturamadığımız sürece özlem duyabilirsiniz.Velev ki dibi tuttu.Ne yapmak gerek?Tencereyi yıkarım diyorsunuz.Ben atıyorum.Her yaktığım tencereyi atıyorum.Yoksa yeni yaptığım yemeklere siniyor kokusu.Sevmem yanmış,tükenmişlik kokusunu.Camın dışına çıkarmakla soğusa da geçmez.Suda bekletmek kalıcı bir çözüm gibi gelebilir.Tek kalıcı çözüm soğumaya bırakıp yıkamadan atmaktır.Her seferinde atmak yorar sizi.Çöpe taşımak kolunuzu yorabilir.En sevdiğiniz bir tencere iseydi de atacak mıydık?İlk kez yemek yaptık bu da en sevdiğimiz en hasretle beklediğimiz idi.Hesaba katamadığımızdan ötürü üzüldük bu kadar.Kendimizi alıştığımızdandır hayal kırıklığımız.Biz kerevizden bir şey beklemedik.Beklediğimiz ilk anda -tadı güzel olsun ekşisi yerinde olsun-dikkatimizin dağıldığını fark eder etmez suyunu çekivermiş bulduk.Öylece kalakaldık.Üzüldük.Hevesimizi kursağımızda kaldı.Enerjimizi tükettiği için kızdık.İçimizdeki çekişmeden sonraki zaman dilimizde suyun altına tutup soğumaya bıraktık.Suda ıslanınca geçer dedik,soğuyunca düzelir.Umduğumuz şey ile bulduğumuz birbirini tutmayınca küstük kerevize de yemek yemeye de.Ne suçu vardı bu garip sebzenin.Suçu yoktu ama en oldu dediğimiz o ilk anda elimizde kalıvermişti.
Yorumlar
Yorum Gönder