Portakal

Portakalı sevmem ben.Portakalla yapılan şeylerden hoşlanmam.Ağzıma yanlışlıkla attıysam eğer hemen çıkarıp atarım.İlk kez istemli olarak portakal aldım.Sevmem dediğim halde 'ne kadar da özlemişim'deyip bitirdim yarım kilosunu.Sevmediğim özlem duyduğum şeylerle yüzleşmek zor geliyor.Cesur biri değilim ben.Hiçbir zaman da olmadım.Acılığının ağzımın tadını değiştirdiği portakalı özlemişim.İstemsizce.Sadece var olduğundan emin olduğum için.Küçükken kışın annem soydu diye kıyamayıp bitirdiğim için.Kışı sevmemek yetmiyormuş gibi bir de turuncu garip tatlı bu meyveden de uzak durmak zor olmuştu benim için.Benim dünyam turuncuya açık.Turuncuyu severim ben.Sarıya yakındır rengi.Güneşi anımsatır bana.Güneşle başlayan her gün gibi onun her tonunu,hissettiğim duyguların benzerlerini sevdiğime inandırdım kendimi.Sevmekten çok inanmak ve inandırmaktı benim yaşantım.Alıştığım her şeyi sevmeyi öğrendim.Düzenimi bozan her şeyden nefret etmeyi.Düzenli yaşayıp sabit bir insan oldum.Ben kendimi olduğum gibi sevdiğime inandırdım dedim.Olduğum beni portakalı turuncu olduğu için sevmeye zorladım.Kendimi bırakıp kaçmak istedim.Benliğimi terk ettiğim her an kaçmak istedim.Frekansımla oynayıp,kendi öz benliğimle savaş verdiğim her an kaçmak istedim.Belki kaçarsam,uzaklaşır gidersem,her şeyi geride bırakırsam çözüme kavuşurum.
Yazar olmayı isterken doktorluğa adım attım.Hayatımı,mesleğimi,kimliğimi kaybettim.Boş bir çölde kayboldum.Susuz,sessiz,ıssızım.Elimde sadece bebeğine hasretle bakan annelerin gülümsemesi var.Sevdiğim için kendimi dışladığım meslekte ilk kez 'ben' olduğumu hissettim.Bir bebeğin dünyaya gelirken ne kadar da masum olduğunu,babasının onu nasıl da sevinçle karşıladığını,ultrasonda gördüğüm minicik ellerinin,ağzının burnunun ufacık olmasını hayretle izledim.Kimseye farkettirmeden,göz yaşlarımı acelece silerken,kendi benliğime döndüğüm o anlarda alıştığım mesleği değil sevdiğim mesleği yaptığımı anladım.Düzenimi bozduğumu ve mutlu olamayacağıma inandığım an mucizelerin,mükemmel düzenin içinde yaşadığımı,uzun zamandır ilk kez nefes alabildiğimi hissettim.
Alışkanlıktan değil de gerçek aşktan bahsetmek kadar konuya yaklaşabilecekken,kaçıyorum bu konudan.Bir insanla aynı duyguları paylaştığım her an sorumlulukları da kabul edeceğim.Kabul etmek istemiyorum.Hazır değilim.Düzenim bozulacak diye korkmuyorum.Ama korkuyorum.Başka birine alışmak,kabullenmek zor geliyor.Kendimi bile olduğum gibi sevememişken başka birini kabullenmem imkansız.Kendimi yalnızlığa bu kadar kaptırmışken,vazgeçmek istemiyorum.Her an kaçıp gidebilecekken,bir elim kapıda diğer elim kalbimde beklemek istemiyorum.Kalmak için ikna edilmek yerine cesaretlendirip benimle uzak diyarlara gidebilecek,her yanlışımda yanımda olabilecek insanı bulmak yerine benliğimi alıp sessizce uzaklaşmak kolay geliyor.İşteş eylemlere alışmak ve çift kişilik bir dünya kurmak ürkütüyor beni.Olduğum ama değiştirdiğim Aslı'yı tekrar bulmak huzur vermişken.kendime bu kadar yakınken...

Yorumlar

Popüler Yayınlar