Anılarımızdır Bizi Eğiten

Uzun zamandır yok oydu yok şuydu derken arayı epey açtığımı farkettim.Gündemdeki Gazze haberleri beni üzmekte.Emperyalist güçler şık olmayan ve kötü tavır takınıp kendinden güçsüz ülkeleri kendi ülkelerinde, kendi topraklarında,kendi evlerinde azınlık durumuna düşürdü.Müslümanlık,Hristiyanlık,Yahudilik deyip dinleri parçalamak yerine 'İNSANLIK' kavramının tek çatısında toplanıp olanlara 'dur' diyebilmeli.Hayat onlar için zordur,bunu anlayamam çünkü yaşamadım.Bu kadar 'insan dışı' şey görmedim zaten görebilmek için de çok gencim.Oradaki gençleri düşünüyorum eğitimlerini,ailelerini,sevdiklerini kaybeden öfkeli gençlerin yeniden şekillendiğini hissetmek için alim olmaya gerek yok sanırım.
Asya'da veya Avrupa'da,zenci veya beyaz,Hristiyan veya Müslüman... Artık bu ayrıştırıcı sözcüklerden bunaldım.İnsanları sınıflamak ne kadar da kolay öyle değil mi?Onların çektiği acının binde birini bile çekmeyip,ne de kolay değil mi yorum yapıp,atıp tutmak.
Hayatında bırakın acı çekmeyi canı bile yanmayan biri gelip sizinle konuşsa ama içten olmayan bir şekilde 'Yahu sana ne sen ne anlarsın,git başımdan.' gibi sitem dolu cümlelerle karşılık veririz.Belki o kadar iyi niyetliyizdir ki söyleyemeyiz bile içimizde kalır, boğazımıza takılır tüm bu cümleler.Hayatı anlamak için çabalamak gerekir değil mi?İşte her insan bir hayattır o yüzden insanları anlamak da büyük özveri gerektirir.
Lisedeyken şiir dinletileri yapardık.Belli dönemlerde şiir çalışır bunu okuldaki arkadaşlarımızla paylaşmak için etkinlik hazırlardık.Yine bir etkinlik yapacağız ve ben bir şiir seçeceğim ve oldukça heyecanlıyım.Şiirler bulur arkadaşlarımla okurdum.Hangi şiiri okumalıyım,nasıl bir tonlama gerekir falan filan işte.O zaman beni çeken genel şairlerden başka bir şiire yöneldim Ataol Behramoğlu 'annem yok artık'.Öyle içten okumalıydım ki insanlar bana hayran kalmalıydı.Öyle derinden vurgu yapmalıydım ki insanlar ağlasın,o kadar çok etkilensin ki tek tek anlamlarıyla o etkinlik bitince tekrar düşünsünler.Herşey tamamdı benim için.Sahne düzeni tam,güzel bir fon müziği ve güzel resimlerle yapılmış bir sunu...Bu şiiri sahnede okuduğumda ben de ağlamamak için kendimi öyle zor tuttum.Ve bir de okumadan önce duyduğum şey beni parçalara ayırdı,her bir parça kalbime bir sızı olarak saplandı.Annesini kaybetmiş iki arkadaşım vardı benim.Bu şiiri seçmeden bunu hiç düşünememiştim.Nasıl böyle bir hata yapmıştım hala daha anlayamam.Sonra dedim kendime yaşamadığın şeyler hakkında yorum yapmak-şiir okumak da bana göre yorum yapmaktır-insanı kırar,yaralar ve pişmanlıklara,keşkelere bürür.
Hayatta en kolay şey,seni en üzen şey olabiliyor.O yüzden konuşmadan,yorum yapmadan önce biraz düşünmeliyiz.Yaşamadığımız şeyler hakkında hemen kesin yargılara varmamalıyız.

Yorumlar

Popüler Yayınlar