Cumartesi Dinginliği
Hafta sonunu dolu dolu yaşamak isteriz.Sürekli bir program yapar oradan oraya koşarız.Havalar güzelse piknik düşünürüz.Sırf nefes alabilmek,şehirden uzaklaşmak adına çırpınıp dururuz.
Benim cumartesilerim hep koşturmaca.Eğer pazarsa günlerden oturup evimde kafamı dinlerim.Sadece yeni bir haftaya başlamak için gereken enerjiyi depolarım.Genelde meditasyon yapar kalbimi sakinleştiririm.Ne kadar sevsem de cumartesi başkadır,bambaşka.Alabildiğince gezmek,bir yerlere gitmek beni mutlu ediyor.Bahsediyorum ya hep;bir karavanım olsa ve bana her gün cumartesi olsa.Başka diyarlara yolculuk yapsam.Kültürlerini tanısam,yemeklerinden yesem.Böyle bir hayalin içindeyken gerçek dünyaya dönmek de sudan çıkmış balık olmak için yeterli sanırım.Her şeye rağmen yakın illeri gezmekte ısrarcı oldum.İlk üç senede sınırlarımı zorlayıp gezginci ruhumu azad ettim.Şimdi durulma zamanı falan demeyeceğim sakın yanlış anlamayın beni.Aksine bir daha bu yaşlara geri dönemeyecek olmanın verdiği hüzünle daha da zorlayacağım kendimi.Yorularak değil,keyif alarak dört bir yana keşfe çıkacağım.İtiraf etmek gerekirse de denizin olduğu huzurlu yerleri sona saklamayı istiyorum.İleride kendimi ufak bir yerleşkede hayal ediyorum.Sıcak,sımsıcak.Denizin ve güneşin tadını doyasıya çıkarabileceğim,keşmekeşlikten uzak,sakin bir yer.
Hayal ediyorum da gerçekleşir mi?İşte bunu pek düşünmek istemiyorum.Hayal etmek de kimi zaman bir meditasyon yöntemi.Kendimizi dış dünyadan soyutlayıp huzuru yakaladığımız her an bizim için kıymetli.İç sesin dış sesle kavga etmeyi kesip,sakince barış imzaladıkları güvenli bir ortam.
Düşünün ki yemyeşil çimenlerin üzerine uzanmışsınız.Güneş en tepede ama yüzyıllık koca bir ağacın gölgesinde uzanıyorsunuz.Hava ne çok sıcak ne de soğuk.Hislerin vadi noktasına ulaştığı;yalnızca sessizlikle büründüğümüz bir zaman dilimi.Kalbimiz de kafamız da gündelik işlerden arınmış;sadece sakin,huzurlu.İçimize işleyen güneşle birlikte,kendimize ait ufacık dünyamız aydınlık.Etrafı dinliyoruz ve sadece kuş cıvıltılarını işitiyoruz.Ve tabii günlerden 'cumartesi'.Bu ferah tablo daha da aydınlanıyor çünkü en güzel gündeyiz.Mutsuz olmak için çok sebep var.Peki ya mutlu olmak için sebepleri neden çöpe atıyoruz?Neden hemen kestirip atıyoruz?Hayır biz'cumartesi' kadar gezgin ve mutlu olmayı hak ediyoruz.Hakkettiğiniz şeylerin peşinden koşup huzuru bulabilmeniz dileğiyle.
Benim cumartesilerim hep koşturmaca.Eğer pazarsa günlerden oturup evimde kafamı dinlerim.Sadece yeni bir haftaya başlamak için gereken enerjiyi depolarım.Genelde meditasyon yapar kalbimi sakinleştiririm.Ne kadar sevsem de cumartesi başkadır,bambaşka.Alabildiğince gezmek,bir yerlere gitmek beni mutlu ediyor.Bahsediyorum ya hep;bir karavanım olsa ve bana her gün cumartesi olsa.Başka diyarlara yolculuk yapsam.Kültürlerini tanısam,yemeklerinden yesem.Böyle bir hayalin içindeyken gerçek dünyaya dönmek de sudan çıkmış balık olmak için yeterli sanırım.Her şeye rağmen yakın illeri gezmekte ısrarcı oldum.İlk üç senede sınırlarımı zorlayıp gezginci ruhumu azad ettim.Şimdi durulma zamanı falan demeyeceğim sakın yanlış anlamayın beni.Aksine bir daha bu yaşlara geri dönemeyecek olmanın verdiği hüzünle daha da zorlayacağım kendimi.Yorularak değil,keyif alarak dört bir yana keşfe çıkacağım.İtiraf etmek gerekirse de denizin olduğu huzurlu yerleri sona saklamayı istiyorum.İleride kendimi ufak bir yerleşkede hayal ediyorum.Sıcak,sımsıcak.Denizin ve güneşin tadını doyasıya çıkarabileceğim,keşmekeşlikten uzak,sakin bir yer.
Hayal ediyorum da gerçekleşir mi?İşte bunu pek düşünmek istemiyorum.Hayal etmek de kimi zaman bir meditasyon yöntemi.Kendimizi dış dünyadan soyutlayıp huzuru yakaladığımız her an bizim için kıymetli.İç sesin dış sesle kavga etmeyi kesip,sakince barış imzaladıkları güvenli bir ortam.
Düşünün ki yemyeşil çimenlerin üzerine uzanmışsınız.Güneş en tepede ama yüzyıllık koca bir ağacın gölgesinde uzanıyorsunuz.Hava ne çok sıcak ne de soğuk.Hislerin vadi noktasına ulaştığı;yalnızca sessizlikle büründüğümüz bir zaman dilimi.Kalbimiz de kafamız da gündelik işlerden arınmış;sadece sakin,huzurlu.İçimize işleyen güneşle birlikte,kendimize ait ufacık dünyamız aydınlık.Etrafı dinliyoruz ve sadece kuş cıvıltılarını işitiyoruz.Ve tabii günlerden 'cumartesi'.Bu ferah tablo daha da aydınlanıyor çünkü en güzel gündeyiz.Mutsuz olmak için çok sebep var.Peki ya mutlu olmak için sebepleri neden çöpe atıyoruz?Neden hemen kestirip atıyoruz?Hayır biz'cumartesi' kadar gezgin ve mutlu olmayı hak ediyoruz.Hakkettiğiniz şeylerin peşinden koşup huzuru bulabilmeniz dileğiyle.
Yorumlar
Yorum Gönder