Körelen Duyguların Akıbeti
Yeni yaşam düzeni insanın gözünü korkutur.Nereden başlayacağını,nasıl sonuçlanacağını bilmediğimiz olaylar karşısında endişe duymak bizi yıpratır.Herkesin hayatında belli bir yıpranma payı vardır.Sınırlarını belirlemek,hayatına şekil vermek ve daha nice amaçla yola çıkıp ortada keseriz kimi zaman.Maksimuma eriştiğimizde üzülecek miyiz korkusuna kapılıp,bir an önce bulunduğumuz konumu terk etmeyi bile düşünebiliriz.İç dünyanın karmaşıklığı dış dünyaya da çok net yansır.Kara tahtadan gördüğümüz bilgileri,gözlüklerimizi çıkarınca baktığımızda hissizleştiğimizi anlarız.Heyecan duygusunu ne kadar tükertirsek,yaşanacak her anın büyüsünü de o derece bozuyoruz aslında.Bana göre duygular körelir ve yok olur.Hangi duyguyu çok yoğun yaşıyorsak,o duyguyu erken kaybederiz.Çok stresli bir yaşantım olmasına rağmen,stres duygusunu en doruklarında yaşayıp tüketmek üzere olduğumu düşünüyorum.Başta kurduğum hipotezi şimdi basit bir örnekle çürüteceğim;işte kanıtı.Her gün deli gibi uğraşıp çok zor bir işle uğraştığımı düşünelim.Her günüm yorucu ve stres dolu.Aradan belli bir zaman geçti ve çok başka bir konuda kaygılarım oluşmuş olsun.Örneğin ailemle aramda ufak bir gerginlik olsun.Stres çeşitleri farklıdır.Köreldiğini düşünsek de yaşadığımız süre içinde duygularımızı kaybetmemiz demek bu hayatla bağlantımızın tamamen koptuğu anlama gelir.Stres basit bir duygu-durum örneği idi.Genel geçer yaşanan dünyada en basit,en olumsuz bir durum.
Şimdi de en olumlu duygulardan birini ele alalım;sevgi.Bir büyüğümüze duyduğumuz sevginin azalıp körelmesi,yok olması gibi bir ihtimal olabilir mi?Duyguları körelten de yok eden de kendi beynimiz.Alışılan düzene uyum sağlayarak standart bir hayat düzeni sayesinde,unuttuğumuzu hissediyoruz.Ama biliyoruz ki biz duygusal varlıklarız.Kafamızı yastığa gömdüğümüzde körelen duyguları dışlamak yerine,onları alıp kabullenmek gerekiyor sanırım.Kabullenmek ve kendi dünyamızın parçası olduğu için vazgeçmemek.Anlamlandıramadığımız duygulara yön verebilmek dileğiyle.
Yorumlar
Yorum Gönder